TR
Search
BİLGİ BANKASI

Türkiye’nin hazır giyim tedarikçileri piyasa çalkantısını nasıl yönetiyor?

İHKİB yılın başlarında yakın vadede 40 milyar dolara varan iddialı ihracat hedefleri belirlemişti.
Ancak bu, tüketici güveninin zayıflamasına ve her yerde giyim satışlarının daha yumuşak olmasına
neden olmaya devam eden küresel bir ekonomik krizin henüz başlarındaydı. Ağustos ayında açıklanan
verilere göre Türkiye hazır giyim ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre %9,1 artarken,
tekstil ihracatı ise %10 gerilemiş durumda.

Türkiye, bir önceki yıla göre %14,2 daha az ithalat yaparak 1,88 milyar $'a ulaştı. Türkiye'nin
en büyük dördüncü hazır giyim ihracat pazarı olan İngiltere'ye yapılan ihracat %26 gibi büyük
bir düşüşle 897,4 milyon dolara geriledi. Türk hazır giyim ihracatçılarının kilit odak noktası
olan ABD ise bir önceki yıla göre %14,9 daha az giyim eşyası ithal etti.

Bu durum kaçınılmaz olarak sipariş hacimlerinin düştüğünü gören dünyanın dört bir yanındaki
hazır giyim üreticileri için endişe verici. İHKİB Başkanı Mustafa Paşahan Ağustos ayındaki
IFCO buluşması kapsamında hazır giyim ihracatının bir önceki yıla kıyasla %10 gerilediğini belirtti.

Yine de 40 milyar dolar hedefine bağlı kalındığını söyleyen Paşahan, müşterilerin ürünlerine inandığını
belirtirken Türkiye’nin hazır giyim tedarikçilerinin teknoloji ve sürdürülebilirlik alanlarında
önemli yatırımlar yaptıklarını ifade ediyor.

Fuara katılım gösteren firmalardan Gelişim Tekstil’in Türkiye’de üç ayrı fabrikası bulunurken
iplikten nihai ürüne kadar üretimin her aşamasını gerçekleştiriyor. Gelişim Tekstil'in satış ve pazarlama
direktörü Dilek Güçlüer, döngüsellik ve sürdürülebilirliğe odaklanmanın, bilinen fiyatları bazı Asyalı rakiplerinden
önemli ölçüde yüksek olsa bile müşterilerinin geri dönmesini sağlayan önemli bir fark noktası olduğunu açıklıyor.

Güçlüer sürdürülebilirliğin en önemli öncelikleri olduğunu belirtirken, üretimin tüm süreçlerinin kendi
bünyelerinde olmasının hem takip açısından hem de alıcıların tüm süreci görmesi açısından önemine
vurgu yaparken, tekstil atıklarını yeniden kumaş üretmek üzere dönüştürme işlemini yapan bir şirkete sattıklarını,
bu durumun Türkiye’de üreticiler arasında daha da yaygınlaşacağını ve geri dönüştürülmüş
kumaşlara ve yenilenebilir malzemelere talebin arttığını kaydetti.

ABD Giyim ve Tekstil Ofisi'nden (OTEXA) alınan en son verilerde ayrıntılı olarak belirtildiği gibi, Vietnam'ın 2023'ün
ilk yarısında hazır giyim ihracatında gözle görülür bir düşüş oldu, bunun büyük ölçüde Vietnam'ın ithal edilen tekstil
hammaddelerine olan yoğun bağımlılığından kaynaklandığı düşünülüyor.

ABD Moda Endüstrisi Derneği tarafından yayınlanan 2023 Moda Endüstrisi Kıyaslama Çalışmasında,
ankete katılan ABD moda şirketlerinden bazıları, Vietnam'dan satın almanın içerdiği zorla çalıştırma
riskleriyle ilgili endişelerini açıkça dile getirdi.

Dış giyim firması Raffaelo temsilcisi Hüseyin Yılmaz ise ileriye dönük öncelikli odak alanlarından birinin
hammaddelerin Türkiye'den tedarik edilmesini sağlamak ve hammadde ithalatına olan bağımlılığını
azaltmak olduğunu söylüyor.

Bir diğer Türk üretici ve markası Osmos Kidswear da alternatif deri kullanılarak yapılan hatlar geliştirmeye
odaklandığını belirterek, müşterileri cezbeden şeyin de bu farklılık olduğunu belirtiyor.

Artık Fiyat Üzerinden Rekabet Etmeye Çalışmıyorlar

Paşahan’a göre Türkiye'nin bundan 10 yıl öncesine baktığımızda, konfeksiyon tedarikçileri önemli bir yol kat etti.
En gelişmiş üretim sistemlerinden ve teknolojilerinden bazılarını bünyelerinde bulunduruyorlar ve dünya düzeyinde
rekabet etmeye hazırlar. Tüm fabrikalar sürdürülebilir, yenilenebilir olacak şekilde donatıldı, güneş enerjisi kullanıyorlar.
Üstelik üreticiler, birincil ekonomilerimizden biri olduğu için bilgi birikimine sahip. İHKİB'e üye fabrikaların çoğu daha
sürdürülebilir bir şekilde çalışmak için önlemler almaya başlamış durumda, İHKİB ise tekstil, kimya ve lojistik
sektörleri ile bir Karbon Ayak İzi Ölçüm Merkezi'nin hizmete gireceği bir proje üzerinde çalışıyor.

Dilek Güçlüer alıcıların fiyatlara duyarlı olmakla birlikte, sürdürülebilirlik konusundaki tüketici baskısı arttıkça,
kalite ve daha yüksek fiyatlar hakkındaki konuşmalara önceki yıllara göre daha açık olduklarını belirtiyor. Ancak,
sürdürülebilirliği artırmak için tüketici talebine hitap etmeye çalışırken, sürdürülebilirlik faydalarını ve kalitesini aldıklarını
bildikleri daha ileri düzey ürünleri Türkiye'nin yanına koyduklarından şikayet eden Güçlüer, alıcıların karşılaştıkları
maliyet baskısı ile fiyatları indirmek için üzerlerinde baskı uyguladıklarından şikayetçi.

Hüseyin Yılmaz ise Çin’in Covid döneminde ihracatını önemli ölçüde düşürse de pandemi sonrasında kasıtlı olarak
ucuz fiyatlarla fiyat kırmaya çalıştığını söylerken, bu durumun kalite daha yüksek bile olsa Türkiye menşeli ürünlere talebi
azalttığını, bazı durumlarda başlangıçta fiyat için Çin’e giden müşterilerin, kalite nedeniyle daha
sonra kendilerine geldiğini ifade ediyor.