TR
Search
BİLGİ BANKASI

Gelişen Dünyada Hızlı Moda Çevre İçin Büyük Tehlike Arz Ediyor

Kıyafetleri üretme ve satma biçimleri değişmediği sürece bu süreçlerin çevreye ve kıyafetleri üreten insanlara zarar verdiği görülmektedir. McKinsey & Co.’nun araştırması modayı tüketme biçimiyle beraber gelişen pazarlarda büyüyen orta sınıfın daha çok kıyafet satın almasını da incelemiştir. 

 

McKinsey’e göre perakendeciler daha çok sayıda ucuz kıyafeti piyasaya sürdükçe “tek kullanımlık moda” kültürü daha da artmaktadır. Tüketiciler ucuz fiyat ve sürekli yenilik nedeniyle bu kıyafetlerden çok sayıda almayı tercih etmekte ancak aldıkları kıyafetleri atmadan önce yalnızca birkaç defa giymektedirler. Bu hızlı moda ekosistemi, iklim değişikliğini hızlandıran karbon emisyonuyla geniş ölçüde doğal kaynakları kullanmaktadır. Ayrıca bu konunun bu ürünlerin üretildiği ülkelerde yaşanan çok sayıdaki çalışan hakları ihlaliyle de ilişkisi bulunmaktadır.

 

Önümüzdeki dönem, büyük ihtimalle daha da çok kıyafet üretilecektir. 2000-2014 yılları arasında dünyada hazırgiyim üretimi McKinsey’e göre iki katına çıkmıştır ve Avrupa hazırgiyim firmalarının bir yılda ürettiği koleksiyon sayısı da 2000-2011 yılları arasında ikiden beşe yükselmiştir.

 

Bu kıyafet patlaması özellikle fazla nüfuslu gelişmekte olan ülkelerin alım gücü artan orta sınıfının kıyafetlere daha çok para harcaması sebebiyle devam edecek gibi görünmektedir. Rapora göre beş büyük gelişen ülkede -Brezilya, Çin, Meksika, Hindistan ve Rusya- hazırgiyim satışları Kanada, Almanya, İngiltere ve ABD’den sekiz kat daha hızlıdır.

 

Kıyafet fiyatları diğer ürünlerin aksine gittikçe ucuzlamaktadır. McKinsey’e göre 2000-2014 arası ortalama bir tüketicinin satın aldığı kıyafet sayısı %60 oranında artarken insanların bir kıyafeti kullanıma devam etme süresi 15 yıl önceye göre yarı yarıya azalmıştır.

 

Tüm bu ucuz kıyafetleri üretmek için gerekli olan su ve enerji üretim aşamasıyla sınırlı kalmamaktadır. Bir kıyafetin her yıkanışı artı bir enerji ve su masrafına neden olmaktadır. Eğer yükselen pazarlardaki kişi başına kıyafet tüketimi seviyesi batıdaki seviyeye çıkarsa bunun doğal kaynaklar üzerinde dikkate değer bir etkisi olacaktır.

 

McKinsey’e göre bu çevresel etkileri karşılamanın yolu endüstriyle birlikte çalışarak mümkün görülmektedir. İlk önerilerden biri sektörün geri dönüşüme uygun kıyafetler üzerinde çalışması ve üretmesidir. Günümüzde karışım şeklinde olan kumaşların ipliklerini ayırmak oldukça zordur ve pamuğun mekanik yöntemlerle geri dönüşümü kalitesini düşürmektedir. McKinsey bu nedenle daha kimyasal yöntemlere yönelmeyi önermektedir. (Tekstil teknoloji firması Evrnu ve Levi’s son günlerde Evrnu’nun kimyasal geri dönüşüm yöntemiyle daha önceden kullanılmış pamuk artıklarından bir denim pantolon üretmiştir.)

 

Bu aynı zamanda daha yüksek emek ve çevre standartlarını önerip, tüketicileri kıyafetlerinin bakımlarında daha az etkili yöntemler kullanmaya ve yeni ipliklerin geliştirilmesine yatırım yapmaya teşvik etmektedir.

 

Kurumlar ve bireysel markalar bu herkes tarafından bilinen sorunlar üzerinde çalışmaktadır ama bu çalışmaların sonuçları her zaman açık olmamaktadır. Kendisini sürdürülebilir hızlı moda içerisinde lider olarak konumlandıran H&M yüksek miktarlı üretim yaparken, bu üretimin etkisini azaltmak için program yatırımları yapmaktadır. Aynı zamanda Zara da yeni sürdürülebilir koleksiyonuyla artan izlerini kapatmaya çalışmaktadır.

 

Bir şeylerin değişmesi gerektiği oldukça açıktır. Markalar sorumluluk almak zorundadır ancak aynı zamanda tüketicilerin de sorumluluk alması gerekmektedir. Aksi takdirde tüm bu ucuz kıyafetlerin bedeli hepimizin ödeyebileceğinden çok daha fazla olacaktır.