Türkiye'nin moda sektörü, Avrupa'nın sıkılaşan sürdürülebilirlik gündemini yönlendirip Mısır'daki daha ucuz üretim cazibesini değerlendirirken, yeni ABD tarifelerinden fırsatlar yakalamak için kendini konumlandırıyor.
Türkiye tekstil ve moda sektörü kritik bir kavşakta olup, 2024 yılında 17,9 milyar dolar değerinde hazır giyim ihracatı gerçekleştiren sektör, Trump'ın Türk mallarına Vietnam, Bangladeş, Hindistan ve Çin gibi önemli rakiplerine uygulananlardan daha düşük oranda, %15 karşılıklı gümrük vergisi koymasıyla avantajlı konuma geçti.
İHKİB Başkan Yardımcısı Mustafa Paşahan, sektörün 2022'deki 21,2 milyar dolarlık zirvesinden gerilemeye devam ettiğini belirterek, 2025 yılı için resmi ihracat hedefinin 17 milyar dolar olduğunu doğruladı. Aşağı yönlü bir revizyonun planlanmadığının altını çizen Paşahan, küresel olumsuzluklara rağmen sektörün 2025 yılını yaklaşık 17 milyar dolarlık ihracatla kapatma yolunda ilerlediğini vurguladı.
Paşahan, fuarda yaptığı açıklamada, "ABD, 2024 yılında yaklaşık 101,8 milyar dolarlık hazır giyim ithalatı yaptı, Türkiye'nin payı ise sadece yüzde 1,2, yani 1,2 milyar dolar oldu” değerlendirmesinde bulunurken, bu payı en kısa sürede ikiye katlamayı hedeflediklerini, kaliteli üretim, hız ve ABD markalarıyla uzun süredir devam eden ortaklıklarıyla fazlasıyla yeterli potansiyele sahip olduklarını belirtti.
İstanbul merkezli 35 yıllık Maraton Sportswear şirketinin Satış ve Pazarlama Müdürü Recep Kaya, "Yüzde 15'lik ek gümrük vergisi bizim için kritik bir etki yaratmıyor" derken, Türkiye’nin zaten Çin’e göre yüzde 20-30 daha yüksek maliyetle üretim yaptığını, dolayısıyla bu artışın rekabet dengesini değiştirmediğini ifade etti.
85 ülkede Damat Tween mağazaları işleten Orka Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu ise mevcut oranlarla birlikte %15'lik ek ABD gümrük vergisinin yaklaşık %40'lık bir vergi yükü yaratacağını söyledi.
İHKİB verilerine göre, Avrupa pazarları çoğu katılımcının öncelikli odağı olmaya devam etti ve Avrupa Birliği (AB) ticareti, Türkiye hazır giyim ihracatının %62'sini oluşturdu. Üretim standartlarını yeniden şekillendiren AB sürdürülebilirlik gerekliliklerine odaklanan tartışmalarla birlikte bu vurgu yoğunlaştı.
Giyim üreticisi ve tedarikçisi İpekyol Grup'un yönetim kurulu üyesi Nejdet Ayaydın, AB'nin sürdürülebilirlik raporlama gerekliliklerini ertelemesinin uyum sağlamak için ek zaman kazandırdığını, rekabet avantajı sağlamak için bu süreci hızlandırdıklarını kaydetti.
Mustafa Paşahan, yakın zamanda dönüşüm projeleri için 37 milyon avro (43,06 milyon dolar) tutarında AB hibesi aldıklarını, bunun yanı sıra sektörün İstihdam Koruma Destek Programı, Ticaret Bakanlığı tarafından başlatılan Sorumlu Yeşil Mutabakat Uyum Programı ve imalat şirketleri için özel bir Dijital Dönüşüm programı da dahil olmak üzere Türkiye hükümeti öncülüğündeki çeşitli girişimlerden faydalandığını belirtti.
Mısır'daki yatırım tartışması sektördeki bölünmeleri ortaya çıkardı
Fuar ayrıca, asgari ücretlerin aylık ortalama 200-300 dolar olduğu Mısır'da, Türkiye'de ise 1.000 doların üzerinde olan Türk sektör üretim kaymaları konusunda keskin görüş ayrılıklarını da gözler önüne serdi. Önde gelen markalar, kalite ve stratejik kaygıları gerekçe göstererek göç eğilimini kesin bir dille reddetti. Nejdet Ayaydın, Mısır’da şu an yatırım planlarının olmadığını, Türk tasarım gücü ve işçilik kalitesiyle katma değeri yüksek olan ürünler geliştirmeye devam ettiklerini ifade etti.
Maraton Sports’dan Celal Kaya ise Mısır’a teknoloji transferi konusunda sert uyarılarda bulunurken, Türk şirketlerinin Mısır’a yatırım yapmasının know how transferi anlamına geleceğini, Rusya'nın daha önce Özbekistan'a üretim yönlendirmesi gibi bugün de teknoloji ve deneyim transferinin Mısır, Yemen ve Ürdün'e yapıldığını, bu durumun ülkenin rekabet avantajını tehdit ettiği vurgusunda bulundu.
Mısır’da şu an yaklaşık 200 Türk tekstil fabrikası faaliyet gösterirken, Mustafa Paşahan şirketlerin Mısır tercihini vergi avantajından ziyade üretim maliyetleri arayışına bağladı.
Dijital Dönüşüm İnovasyon Vitrinlerine Hâkim Oldu
Türk üreticiler de maliyet baskılarını dengelemek için tasarlanan yapay zekâ ve otomasyon yatırımlarını göstermek için IFCO'yu kullandı. "3 boyutlu tasarım teknolojileriyle koleksiyon geliştirme süreçlerimizi hızlandırıyoruz," diye konuşan Nejdet Ayaydın, yapay zeka destekli trend analizinin, müşteri tercihlerini tahmin etmeyi kolaylaştırdığını, aktif giyim, aksesuar, ayakkabı ve kozmetik alanlarında çeşitlendirme yaptıklarını ifade etti.
Celal Kaya %90'ı sürdürülebilir standartlarda üretilen ve yoga, fitness, pilates ve koşu pazarlarına özel olarak tasarlanan 'Hype' koleksiyonunu tanıtırken, şirketin uzun ömürlü yüksek kaliteli spor giyim ürünlerine odaklandığını vurguladı.
Süleyman Orakçıoğlu Türkiye'nin kuzeyindeki Giresun tesislerinde yapay zekâ destekli üretim planlamasına geçtiklerini, veri odaklı üretim ve dijital izlenebilirlik yetenekleriyle Giresun'u sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda teknolojik bir tekstil merkezi olarak konumlandırdıklarını belirtti.