TR
Search
BİLGİ BANKASI

Hazırgiyim Üretimi Asya Dışına mı Taşınıyor?

Modanın galipleriyle mağlupları arasındaki fark gittikçe artarken ve ülkeler arasında gümrük konularındaki çalkantılar devam ederken daha fazla hazırgiyim üreticisi Asya’daki üretimlerini müşterilerine daha yakın noktalara taşımaktadır.

Ufukta gözüken Otomasyon teknolojisinin 2025’e kadar tedarik zincirindeki emek süresini %70 oranında azaltması beklenmektedir. Karl-Hendrik Magnus’un bir çalışmadaki bulgulardan aktardığına göre yerinde tedarik (onshore) ile ABD’de üretim “gerçek bir ekonomik fırsata” dönüşecektir.

Magnus’a göre önümüzdeki beş yıl içinde yarı otomasyon sistemlerinde belirgin bir gelişme gözlenecektir. Bu gelişme sonrasındaki beş yılda ise yoğun emek sektörlerde yerinde tedarik ile ölçek ekonomilerinde tam otomasyona geçiş görülecektir.

Bahsi geçen çalışmaya katılanların %79’u 2025’e kadar yakından tedarik (nearshoring) konusunda bir kademe atlanacağını düşünmektedir. Ancak yakından ve yerinde tedarike giden yol basit ya da kısa değildir.

Bu noktada yerinde tedariki etkileyecek olan en önemli etken Reebok yetkilisi Erika Swan’ın açıklamasına göre, ticari engellerdir. ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşı ile birlikte Çin menşeli hammaddelere ve bazı hazırgiyim ürünlerine %25’e varan oranlarda gümrük vergisi uygulanmaya başlanmıştır. Bu öngörülemeyen maliyetleri bazı firmalar Çin’deki üretimlerini azaltarak karşılamaya çalışmışsa da tüm firmalar tedarik zincirindeki dengeleri değiştirebilecek bu değişimleri aynı ölçüde karşılayamamıştır. 

Asya’daki hazırgiyim üreticileri rekabetçiliklerini arttırabilmek için halihazırda zaten yaptıkları gibi otomasyona yatırım yapmaya devam edecektir. Jeopolitik gerilimlerin deniz aşırı üretimi (offshoring) ne kadar hızlı bir şekilde etkilediği dikkate alınırsa Kuzey Amerika ve Avrupa için üretim yapan pazarların yakında üretim ve otomasyon konusunda hızlı ve etkili yatırımlar yapmaları gerektiği ortaya çıkmaktadır.

Under Armour tedarik zinciri yetkilisi Colin Browne’a göre hazırgiyim ve konfeksiyon sektöründe yakından tedarikin gelişiminin başlangıç seviyesinden normale dönmesinin ancak alt tedarikçilerin bu dönüşüme dahil edilmesiyle mümkün olacaktır. Maliyetlerin yarısından fazlasını oluşturan alt tedarikçilerin bu değişikliğe entegre edilmemesi halinde sürecin başarılı olamayacağı düşünülmektedir. Yavaşça olsa bile hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü ticari korumacılık ve cezalandırıcı gümrük tarifelerinden daha az etkilenen bir yapıya kavuşacak gibi görünmektedir.

Bununla birlikte yakından ve yerinde tedarik bir anda gerçekleştirilebilecek kolay değişiklikler değildir. Tedarik zincirindeki değişim için zamanın yanı sıra veriye, markalarla tedarikçiler arasında belirli bir ilişkiye ve iki taraftan da yatırıma ihtiyaç duyulacaktır. Yeni ticari ilişkilerinin kurulması için eski usul ticari alışkanlıkların da gözden geçirilmesi gerekmektedir.

Bu gibi bir değişime hazır olduklarını belirten Under Armour yetkilisi Browne, üreticileriyle ortaklaşa çalışarak hem kendi ürünlerine yatırım yaptıklarını hem de üreticilerinin üretimde yeniliği yakaladıklarını aktarmıştır.

Sonuç olarak yakından tedarik ve yerinden tedarik ile tedarik ve değer zincirini kısaltma süreci için önümüzde uzun bir yol olabilir ancak bu yolun sonunda hazırgiyim sanayisi için birçok fırsat olduğu da kesindir.

Karl-Hendrik Magnus’a göre otomasyon hamlesi önümüzdeki birkaç yıl içinde hazırgiyim sektörü için bir çok fırsat içermektedir ancak yeni dönemde düşünme şekli ve mantalitenin konvansiyonel düşünme şekli ve “ürünü mümkün olan en ucuz yerden almak” mantalitesinden çok farklı olması gerektiği değerlendirilmektedir.