TR
Search
BİLGİ BANKASI

Etiyopya’da Tekstil ve Hazırgiyim Sanayi Parkı Açıldı

AVRUPA - ABD
TTIP Müzakereleri 14. Tur Değerlendirme Notu

Nisan ayında New York’ta 13. Turu, Temmuz ayında da Brüksel’de 14. turu yapılan TTIP (Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması) görüşmeleri sonucu anlaşmanın bütün maddeleri görüşülmüş oldu. Ancak halen bazı sorunlu konuların olduğu belirtilmektedir. Bu sorunlar arasında öne çıkanlar şu şekilde sıralanabilir:
•    Hizmetlerin serbestleştirilmesi konusunda benimsenecek yaklaşım ve bu konuda verilecek imtiyazlarla ilgili görüş ayrılıkları;
•    Kamu ihalesi konusundaki AB imtiyazlarının kapsamı;
•    AB ile ABD arasındaki veri koruma konularının çözüldüğü teyit edilene dek, veri akışıyla ilgili görüşmelerin askıya alınması;
•    AB’nin coğrafi korumayı (coğrafi işaretler) mevcut AB-ABD şarap anlaşmasının ötesine taşıma teklifinin ABD için tartışmalı olması;
•    Yatırım başlığında tekrar başlayan tartışmalar;
•    Sağlık ve bitki sağlığıyla ilgili bölüm üzerindeki farklılıklar ve görüşmelerdeki en tartışmalı konulardan biri olmaya devam eden gıda güvenliği soruları.
ABD tarafı, görüşmelerin Barack Obama’nın başkanlığı döneminde neticelendirilmesini istemektedir. 2012 yılında 2. kez ABD başkanı seçilen Barack Obama’nın görev süresi, 2016 yılının Kasım ayındaki seçimle birlikte dolacak. Hatta ABD Başmüzakerecisi bir süre önce “Bu yılın sonunda anlaşmaya varılamazsa şimdiye kadar yapılanları unutmak zorunda kalabiliriz” şeklinde açıklamada da bulundu. Diğer yandan mevcut takvim ve seyirle Kasım ayından önce bir anlaşma imzalanmasının zor olduğu da belirtilmektedir. 
Bu ortamda 11-15 Temmuz 2016 tarihlerinde Brüksel’de yapılan 14. Tur görüşmelerin sonunda daha yapılacak çok iş olduğu ortaya çıkmıştır. AB Müzakerecisi Bercero Avrupa tarafının hizmetler sektörü ve kamu alımlarının anlaşmaya dâhil edilmesini istediğini kaydederek henüz o noktaya ulaşılmadığını belirtmektedir. 
İki taraf da yıl sonundan önce kapsamlı bir anlaşma imzalanması konusunda istekli olduklarını ve sırf bir anlaşma imzalamış olmak adına zayıf bir metnin imzalanmasının söz konusu olmadığını tekrarlarken, tarafların üzerinde anlaşmaya vardıkları metinleri konsolide etmeyi başaramadıkları da açıklanmaktadır. Diğer yandan, her müzakere turunun sonrasında duyurulmasına karşın bu sefer bir sonraki tur müzakerelerin hangi tarihte yapılacağına dair bilgi verilmediği dikkat çekmektedir. 

Müzakerelerin geleceği konusunda belirsizlik ortaya çıkarken, AB ülkelerinin TTIP konusundaki açıklamaları da konuyu daha da karmaşık hale getirmektedir. Fransa Ticaret Bakanı müzakere edilen bazı konulara katılmadıklarını belirtirken, anlaşmanın bu yılsonunda kadar tamamlanacağına inanmadıklarını da belirtmektedir. Yunanistan ise anlaşmaya varılsa bile bunu Parlamentosunda onaylamayacağını ilan etmiş bulunmaktadır. AB Müzakerecisi Bercero İngiltere’nin Brexit kararının TTIP Müzakerelerini olumsuz etkilemeyeceğini ve anlaşmayı geciktirmeyeceğini söylese de herkes Bercero ile hemfikir değil. 

Diğer yandan, TTIP Müzakereleri bu yılsonunda tamamlansa bile bunun yürürlüğe girmesinin epey zaman alacağı zira mevcut sistemde önce Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi tarafından onaylanması, ardından üye ülke Parlamentolarında oylanarak kabul edilmesi gerekmektedir.  

ABD Başmüzakerecisi Mullaney ise 14.turda ticaret savunma mekanizmaları, finansal sektörler, tekstil ve hazırgiyim, kamu alımları, düzenleyici kurumlar gibi alanlarda görüşmeler yapıldığını belirterek her ticaret anlaşmasında olduğu gibi en zor konular en son çözülecek." değerlendirmesinde bulunmuştur. 

Müzakerelerde AB tarafı, ABD kamu ihalelerine daha fazla girebilmeyi talep ederken, yine AB tarafı "coğrafi işaretler" adı altında pek çok kendi ürününün ABD piyasalarında tescil edilmesini istemektedir. ABD tarafı ise şirketlerinin Avrupa'daki yatırımlarının korunmasını ve Avrupa gıda ve tarım ürünleri pazarlarına daha fazla girmeyi müzakere etmektedir. 

Bilindiği gibi Euratex 1 Ekim 2014 tarihinde yayımladığı belge ile TTIP görüşmelerinde Avrupa tarafının tekstil ve konfeksiyon sektöründeki pozisyonunu ortaya koymuştur. Bu pozisyon belgesinde Euratex etiketlerdeki yıkama-bakım talimatları, hazırgiyim ürünlerindeki elyaf karışımlarının belirtilmesi ve yünlü ürünlerin etiketinde kullanılan yünün kalitesini gösteren S şeması uygulaması talepleri dile getirilmiştir.   

Diğer yandan, AB tarafı 14. Tur görüşmelerde tekstil ve hazırgiyim sektöründeki pozisyonuna ek olarak yeni bir öneri belgesi sunmuş olup, bu belge ile;

•    Tekstil ve hazırgiyim ürünlerinde uygulanan etiketleme koşullarını da içeren teknik koşulların yakınlaşması;
•    Tekstil ve hazırgiyim ürünleriyle ilgili standartların yakınlaşması;
•    Tarafların ortak menfaatleriyle ilgili her türlü konuda işbirliğini arttırma hedeflenmektedir. 

AVRUPA
İngiltere’de Asgari Ücrete Yapılan Zam Perakendecileri İkileme Soktu

İngiltere’de yakın zamanda asgari ücrette yapılan artışın personel giderlerini artırarak perakende gruplarını zora soktuğu, markaların personel azaltma ve satışlarda düşüş riski ile karda düşüş ikileminde kaldıkları belirtilmektedir. Hazırgiyim, ayakkabı ve çanta gibi ürünleri satan perakende gruplarının satış personelinde azaltmaya gitmeleri durumunda bunun satışları olumsuz etkilemesinden endişe edilirken, personel sayısında azaltma yapmamaları durumunda ise personel maliyeti artacağından bu grupların kar oranlarında düşüş yaşanacaktır. 
Söz konusu markaların maliyet artışlarını perakende fiyatlara yansıtmaları halinde bunun İngiltere genelinde enflasyon oranını da yukarı çekeceği belirtilmektedir. Personel sayısı ve ücret seviyeleri bakımından yapılan ücret artışından en çok sırasıyla Debenhams ve Halfords gruplarının ve nispeten         M & S grubunun etkilendiği belirtilmektedir. Söz konusu artıştan Next grubunun sektör ortalamasının altında etkilendiği de belirtilmektedir. 
Diğer yandan, Brexit Referandumu sonrası süreçte pound’ta yaşanan hızlı değer kaybının da ithal ürünlerin fiyatlarında artışa neden olduğu ve bu yüzden hemen olmasa da önümüzdeki dönemde ithalat ağırlıklı olan hazırgiyim perakende ürünlerinde enflasyon meydana geleceği belirtilmektedir. Pound’ta yaşanan değer kaybının özellikle Asya’dan yapılan hazırgiyim ithalatında daha fazla etkili olacağı nitekim Asya’dan yapılan ithalatların dolar ağırlıklı yapıldığı belirtilmektedir.   


Inditex İspanya’da Büyüyor
İspanya merkezli hazırgiyim grubu Inditex, anavatanı olan İspanya’da önümüzdeki dönemde büyümeye devam edecek gibi görünmektedir. Inditex’in 2020 yılı İspanya cirosunun 2015 yılına göre 3,4 milyar euro seviyesinde artması beklenirken, bu rakamın grubun toplam küresel cirosunun da % 20’sini oluşturması öngörülmektedir. 
Yine 2015 yılına göre 2020’de Batı Avrupa pazarında da artış öngörülürken, bu pazarda Inditex’in cirosunda 6,2 milyar euro artış tahmin edilmektedir. Avrupa pazarlarında ülkeden ülkeye de ciddi farklar olduğu gözlenirken, örneğin Inditex’in Fransa cirosunda 5 yıllık dönemde 1,4 milyar euro düşüş öngörülürken, Türkiye pazarında ise aynı dönemde 1,8 milyar euro artış tahmin edilmektedir.   


Moldova Hükümeti Tekstil Endüstrisi için Destek Önlemleri Alacak 
Moldova hükümeti ulusal tekstil endüstrisini desteklemek ve böylece sektörü uluslararası arenada daha rekabetçi bir konuma getirmek için bir önlem paketi hazırlamaktadır.
Endüstri ve Ticaret Bakanlığı’ndan resmi bir sözcüye göre, endüstrinin gelişimi zayıf teknik donanım, küçük hacimli üretim, vasıflı çalışan eksikliği ve düşük katma değerli ürünlerin piyasada hâkim olması gibi birkaç problem tarafından sekteye uğramıştır. Dahası Moldova tekstil endüstrisi hem hammadde hem de bunların gelişimi için gerekli fonlama konusunda eksiklik çekmektedir. 
Ülkenin temel avantajları ise tekstil ürünlerinin en büyük potansiyel pazarı olan AB’ye ve şimdiye kadar yerel tekstil endüstrisinin en büyük tedarikçisi olan Türkiye’ye yakın olması, şeklinde sayılabilir. 
Medya raporlarına göre, planlanan hükümet önlemleri endüstrinin yatırım çekiciliğini artırma, ihracat pazarlarını arttırma ve yurt dışında özellikle AB pazarında Moldova tekstil ürünlerinin yoğun tanıtımını içermektedir. 
Hükümet verilerine göre, Moldova tekstil endüstrisi 5000’e yakın çalışanın bulunduğu 120’den fazla işletmeye sahiptir. 
 

AFRİKA
Etiyopya’da Tekstil ve Hazırgiyim Sanayi Parkı Açıldı

Başkent Adis Ababa’nın güneyindeki Hawassa şehrinde Etiyopya’nın en önemli sanayi parkı, yalnızca tekstil ve hazırgiyim sektörlerine tahsis edilen imkânlarıyla Temmuz ayının ortasında açılmıştır. 250 milyon $ değerinde olan 300 hektarlık alanda 37 fabrikaya yer sunan Sanayi Parkı, Tommy Hilfiger ve Calvin Klein markalarının sahibi Amerika devi PVH Corp’a kıyafet üretecek. Yerel haber kaynaklarına göre, ABD, Çin, Hindistan, Sri Lanka’nın önde gelen 15 tekstil ve hazırgiyim firmasıyla altı yerel firma Sanayi Parkı’nda çalışmaya başlamaya hazırdır. Tam kapasiteye ulaşınca parkın sunduğu olanakların 60,000’e yakın kişiye iş imkânı yaratması ve toplam ihracat rakamını 1 milyar dolara ulaştırması beklenmektedir.
 
Sanayi Parkı Etiyopya’nın ilk en büyük çevre dostu yapısı olmasının yanı sıra çoğunlukla yenilenebilir elektrik kaynaklarıyla (hidroelektrik), doğal aydınlatma ve havalandırmayı da kapsayan enerji ve su tasarruf planlamalarıyla, düşük enerjili ampullerle, yağmur sularının geri dönüşümüyle ve güneş enerjili LED sokak lambalarıyla donatılacaktır. 

Etiyopya’nın büyüyen hazırgiyim ve tekstil sektörü gelecek beş yılda yedi endüstri parkı inşa etmeyi planlayan Etiyopya hükümetinin Dünya Bankası tarafından 2014 yılında 250 milyon$ değerinde desteklenmesi sonrası yükselişe geçmiştir. Önümüzdeki beş yılda sektör için yıllık %20 oranında istikrarlı bir büyüme oranını yakalatacak 20 milyon hektar karelik fabrika alanına gelecek on yıl içinde yılda 2 milyon üretim iş sahası yaratmak hedeflenmektedir. 

Nihayetinde, endüstri parklarının Etiyopya’nın orta gelirli bir ülke olma ve 2025’e kadar en iyi üretim hublarından biri olma vizyonunu gerçekleştirmede yardımcı olacak üretim sektörünün büyümesinde mihenk taşı olarak kabul edilmektedir. 
Hennes & Maurtiz (H&M), Asos, George at Asda, Calzedonia, Primark ve Tesco gibi hazırgiyim firmaları hâlihazırda üretimini Etiyopya’dan yapan firmalardır. Buna rağmen ülkenin ihracatı yönetimsel ve teknik uzmanlık, güç eksikliği ve dalgalanmaları, iş gücü eksikliği ve yüksek yüksek ciro, zayıf şirket bağlantıları ve yatırım projelerinin uygulanmasındaki gecikmeler gibi sebepler nedeniyle beklentilerin altında seyretmiştir. 

Bu yılın başlarında Hong Kong’daki Prime Source Forum’da konuşan PVH global tedarik zinciri başkan yardımcısı Mark Green, Hawassa yatırımı konusunda şu şekilde açıklama yapmıştır: “Üreticiler içinde en iyi olan markayı alalım ve hem özel hem de özgün bir şey yaratalım dedik. Dikey bir tedarik zinciri yaratmak istedik ve endüstri için ölçeklenebilir olmasını istedik böylece endüstri planlı ve düzgün bir şekilde büyüyebilir. Yeşil enerji, yeşil teknolojiyle sürdürülebilir ve kendi sınıfı içinde en iyisi olmasını istedik. Tüm bilgi birikimimizi Etiyopya’ya götürmek ve ülkede bunun bir parçası olan herkesin gurur duyacağı bir şey inşa etmek istedik. Bu ayrıca dünyanın kalanını takip edeceği bir şablon olacaktır.”

ASYA
Otomasyon Hazırgiyim Sektörünü Etkileyecek

ILO tarafından yayınlanan güncel bir rapora göre Güneydoğu Asya'da önümüzdeki 20 yıllık dönemde çalışanların en az yarısı robotlaşma ve otomasyon nedeniyle işini kaybedebilir ve en çok tehdit altında olan sektörün Hazırgiyim sektörü olduğu belirtilmektedir. 

Rapora göre Kamboçya, Endonezya, Filipinler, Tayland ve Vietnam'da toplam çalışanların %56'sının önümüzdeki 20 yıllık dönemde işleri tehlikede. Bu ülkelerde toplam 9 milyon işçi tekstil, Hazırgiyim ve ayakkabı sektörlerinde çalışmaktadır. 

Endonezya'da bu sektörlerde çalışanların % 64'ünün, Vietnam'daki çalışanların % 86'sının ve Kamboçya'da çalışanların % 88'inin işleri önümüzdeki 20 yıllık dönemde yüksek risk altında.

ILO'ya göre ucuz işçilik avantajına dayanarak Hazırgiyim ve ayakkabı sektörlerinde parlayan bu ülkeler yeniden pozisyon almak zorundalar.  Ucuz işçilik ve fiyat avantajı artık yeterli değil, bu ülke sektörleri insan sermayesine, ar-ge'ye ve yüksek katma değerli ürünlere yatırım yapan bir ortam yaratmak zorundalar.

Söz konusu rapor bu ülkelere tekstil, Hazırgiyim ve ayakkabı sektörlerindeki işgüçlerini robotlaşma ve otomasyon dönemine göre eğitmelerini ve hazırlamalarını kuvvetle tavsiye etmektedir. 

ILO raporunda 3 boyutlu yazıcılar, giyilebilir teknoloji, nanoteknoloji ve robotik otomasyonun Güneydoğu Asya ülkelerinin tekstil, HG ve ayakkabı sektörlerini önümüzdeki dönemde ciddi tehdit edeceğini belirtmektedir. 

Söz konusu ülkelerin işgücü eğitim ve vasıf seviyesi düştükçe, robotlaşma ve otomasyondan o derece fazla zarar göreceği belirtilmektedir. 

2030 Yılı İtibariyle Çin Dünyanın 1. Hazırgiyim Pazarı Olma Yolunda
Cotton Incorporated Lifestyle Monitor’ün güncel bir raporuna göre, 2030 yılı itibariyle global eğilimler Çin’in hazırgiyim pazarında ABD’nin tepedeki yerini alacağını göstermektedir.
  
Son dönemde Çin ekonomisindeki yavaşlamaya rağmen, Fung Global Retail & Technology’e göre tüketicilerin nispeten iyimser olduğunu ve genellikle kendi ekonomileriyle ilgili görece rahat olduklarını belirtmektedir. Onlar özellikle çocuk giyim ve günlük giyimin de dâhil olduğu kategorilerde harcama yapma eğilimindedirler. 

Euromonitor International’e göre GSYİH ve hazırgiyim harcamalarının Çin ve Hindistan’da önümüzdeki 15 yıl içinde iki katından daha fazla artacağı tahmin edilmektedir. 2030 yılı itibariyle Çin dünyanın en büyük hazır giyim sektörü olacağını ve ABD ile Hindistan’ın ise Çin’i takip edeceğini belirtmiştir. Ayrıca Euromonitor International’ın bulgularına göre Çin’in GSYH’sinin 68 trilyon yuan (10,3 trilyon $)’dan 144 trilyon yuan (21,7 trilyon $)’a çıkacağı öngörülmektedir. 

Çin’in son dönemdeki yavaşlamaya karşın bu göreceli pozitif ekonomik görünümünün önemli bir nedeni ise “İpekyolu Ekonomik Kuşağı- One Belt, One Road” projesi girişimidir. Hem ekonomik hem de diplomatik bir hedefi olan bu programın bölgenin ticaret rotası için büyük yatırımlar sağlayarak ülkenin ekonomisine can katması amaçlanmaktadır.